Kitap & Dergi Alışverişi / Mephisto

Mart 26, 2017



Son yazımdan bu yana hayatımda öyle çok büyük değişiklikler olmadı. Sadece dört günlük kısa bir zaman diliminde işe başlayıp, istifa ettim. Çünkü narin bedenim bunu kaldıramadı. Hassas biriyimdir, bana iyi davranın.. Her neyse efenim kazandığım paranın bir kısmını ise bugün sizlerle paylaşacağım kitaplara ve dergilere harcadım. Aslında amacım sadece bir dergi alıp çıkmaktı ama cebimin dolu olmasının verdiği öz güven ve bonkörlükle beş kitap ve dört dergi aldım, ama almayı planladığım dergiyi almadım. Bilmiyorum ama ben bu durumu çok sık yaşıyorum. Umut ediyorum ki bunu yapan tek hasta ruhlu ben değilimdir... Aldıklarım arasından sadece Sapiens kitabı almak istediğim kitaplar listesinde vardı. Onun dışında diğerleri tamamiyle o anda karar verilip alınmış kitaplar. Elbette ki dergilerde öyle. İç mimar olacağım için mimarlık kitaplarına sıklıkla bakıp sonrasında fiyatlarının pahalılığı sebebiyle internetten sipariş ederim diyerekten hep geri yerine bırakmışımdır. Ancak dediğim gibi bonkörlüğüm tuttu ve bu sefer kitabı yerine bırakmak yerine aldım. Kürt Dili ve Edebiyatı kitabını almam ise oldukça komik bir şekilde gerçekleşti. O sıra Fransızca kitaplarına bakarken gözüme bu kitap ilişti ve içeriğini oldukça ilginç bulduğum için almaya karar verdim. 100 Güzel Kelime kitabının içini karıştırmak için elime aldım ve kitabın üslubu hoşuma gittiği için almadan geçemedim. Son olarak ise aldığım son kitap kasadayken son anda almaya karar verdiğim Gülersen Yengeçler Isırmaz kitabı meme kanseri olan kadınlarla alakalı olduğunu görünce ve arka kapağını okuyunca almadan geçemedim. Diyorum ya size dört günlük çalışmayla bonkör biri haline geldim. Eski ben olsam hepsinin adını alır sonrasında toplu olarak internetten sipariş ederdim.


Şu Kitapların dışında ise dört adet dergi aldım. Aslında Mephistoya girme amacım yalnızca bir dergiyi alıp çıkmaktı ama o dergi yerine farklı dört dergi alıp çıktım. Elbette ki bunu yapmamın sebebi, almayı planladığım derginin aslında şiir dergisi olmasıydı. Tamam aldığım dergilerden Kum Kuşu ve fütursuz da şiir dergisi ama o an almayı düşündüğüm dergiyi almak bi' gelmedi içimden. Kum Kuşu'nu ise itiraf ediyorum ki sırf dışı dizaynı için aldım. Evet. Çok minnoş ve sevimli bir kapağı vardı ve benim gibi şekilci bir insan bu dergiyi almadan yoluna devam etmesine imkan yoktu. İçeriği tamamiyle şiirlerden oluşmuyor elbette ama içeriğin çoğunluğunu şiirler oluşturuyor. Dergide en çok hoşuma giden yer ise 'hava nasıl oralarda?' kısmı oldu. Farklı sanatçıların hava ile alakalı yazıları derlenmiş ve benim için okuması oldukça keyifli oldu. 

"Havası kalabalık buraların."
Rahmi Bedreddin Deniz

"Fazla tuzlu, yaralar yangın yeri"
Laçin Edis 

 "Parçalı umutlu"
 Mustafa Taştekin


Diğer dergiler ise fütursuz, samsa ve kalemderhane. Şuana kadar sadece kalemderhane'yi inceledim ve ciddi anlamda tarzını -aslında kullanmak istediğim kelime bu değildi ama kullanmak istediğim kelime hatırıma gelmedi.- çok beğendim. Tam anlamıyla dergideki bir yazıyı okudum ve bilim kurgu seven biri olarak bu tarzda bir yazıya denk gelmek çokça hoşuma gitti diyebilirim. Hikaye daha çok distopyaydı ve ciddi anlamda bana göre oldukça başarılı bir hikayeydi. Genel olarak verilmek istenen düşünce olsun ve hikayenin sonu olsun, etkileyiciydi. Atilla Ertürk'ün ilk defa bir yazısını okudum ve doğruyu söylemek gerekirse ilk defa yerli bir yazarın bilim kurgu yazısını okudum. Hikayenin adı Hayal Dükkanı ve yazıma hikayede beni en çok etkileyen kısımla son vermek istiyorum. Esen kalın efenim..

"Hayaller önce seni sonra bizi özgürleştirir. Hayal ettiklerini şimdilik gizli bir yere yaz, çiz ya da gün boyu mırıldan. Onlar bir şekilde gerçek olacak veya oldu. Tedaviye direnme. Değiştiğini gösterecek davranışlarda bulunmaya çalış ki oradan çabuk çıkabil ve görüşebilelim. Hayal kurmak için birleştik ve seninle daha da güçleneceğiz."

melle. rêveur 


You Might Also Like

0 yorum

Facebook

Flickr Images

Subscribe