Herkese Merhaba!

Saygılarımla size kendimi tanıtayım, ben melle. rêveur. Neden bu mahlası seçtiğimi soracak olursanız Fransız aşığıyım ve bir o kadar da hayalperest biriyimdir. En belirgin özelliğimle, en sevdiğim şeyi harmanlayıp böyle bir mahlas seçtim. Kendimden bahsedecek olursam ki eğer öyle çokta ahım şahım bir hayatım olmadı. Başımdan ilginç olaylar geçmedi. Yirmi yıllık hayatım boyunca hep sıradan bir insan oldum. Ne çok zekiydim ne de çok aptal, ne güzel bir sesim var ne de iyi bir çizim yeteneğim. Kısacası mütemadiyen hep vasat biri oldum. Bu blogun bunu değiştireceğine inanmak isterdim lakin bu oldukça zor bir iş. En azından beni yüreklendirmesini diliyorum. Vasat biri olarak oldukça fazla ilgi alanım vardır. Elbette vasat birini yakışır bir şekilde hepsinde de vasattımdır. Şaşırdınız mı? Bence çokta şaşırmayın efenim, buna alışın. Ben alıştım. Sanırım. 

Madem ki açtın blogu, peki ne yapacaksın, diye soracaksınız biliyorum. Sormayacaksanız da hatırıma soracakmış gibi yapın. Öhömm, efenim çokça ilgi alanım var ve elbette hepsinde vasatım ama yine de bu beni paylaşmaktan alıkoyamaz. Öyle değil mi? Çizimde iyi değilimdir ama kötü de değilimdir. Sonuç olarak çizim kursu diye bir şey var, dimi? Bir şeyler yazmayı ortaokuldan beri severim. İyi değilimdir ama geliştirebilirim diye umut ediyorum. Kitap yorumlamayı pek sevmem, sanki hakkıyla yorumlayamazmışım gibi geliyor. Yine de bunu da yapmak istiyorum ve denemeye çalışacağım. Dizi ve film izlemeyi oldukça fazla severim ve size önerilerde bulunmaktan zevk duyarım efenim. Son olarak ise gezip, fotoğraf çekmeye de ilgim var ve gittiğim yerleri sizlerle paylaşarak ora hakkında ufakta olsa bir fikrinizin olmasını sağlamaktan da zevk duyarım. Lafı çokça uzaktım ve şimdi yazıya bi' nokta koymanın vakti geldi. İleri de görüşmek üzere, esen kalın.. 

melle. rêveur